Ömer Küçükkaya
Köşe Yazarı
Ömer Küçükkaya
 

Fareli köyün kavalcıları…

Siyaset, son dönemde yabancı devletlerin güdümleştirdiği ve geliştirdiği iç muhalefet unsurları ile farklı bir boyut kazanıyor. Döviz karşısında Türk Lirasını itibarsızlaştırma çabalarına hükümetin üretim sektörlerinde vergi reformu ile destek vermiyor olması ciddi bir fırsat kaybı. Esnaf dilinde son dönemde öne çıkan; "telde ki değil eldeki para" hususunu Ankara'nın duymasında fayda var. Hükümetin kedi fare oyunlarını bir kenara bırakıp iç piyasa ve siyasete dönük pozitif hamleler yapması şart…    Türkiye’nin kazanımlarında en önemli paya sahip olan Başkanlık sistemi, yaşanan son hadisede bir kere daha gücünü kanıtladı. Başkanlık sistemi sayesinde Türkiye, Dünya ile eş değer ölçüde diplomasi ve taarruz yetkisi kazandı. Yani; "ister masada ister sahada oyunu oynayalım, biz hazırız" ifadesini artık net olarak kullanan bir ülkeyiz. Ve yine bir kısım kavalcının hadsiz ifadelerinden sonra Türkiye’nin verdiği net ve doğru cevap ile beraber Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Azerbaycan çıkarmasını detaylı okumak zorundayız. Cumhurbaşkanı Erdoğan tüm Dünya'ya; "Türkiye, Anadolu'dan ibaret değildir" mesajını en keskin fotoğraf ile vermiş oldu. Bugün 98 yaşında olan Cumhuriyet; kuruluş ilkelerine hızla geri dönerken, yaptığı ve yapacağı reformlarla kendini yeni baştan yazıyor.    ***   Gündem değiştiren ve Türkiye’nin iç işlerine müdahale ötesinde yargı bağımsızlığımızı tehdit eden kavalcılar kim? Ve daha ötesinde Türkiye, fareli köy mü? Evet, Türkiye fareli köy. Ve köyümüzde bulunan fareleri besleyenler ile o fareler üzerinden para ve menfaat devşirenler aynı ülkeler. Kavalcıların ismi elbette mühim ancak menşeileri daha mühim. Osman Kavala'ya ilişkin açıklamalarda bulunan 10 büyükelçinin ülkeleri şu şekilde sıralanıyor; Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda.   Peki, benim fark ettiklerimi sizlerde fark ettiniz mi? Adı geçen bu ülkelerin Birinci Dünya Savaşında Osmanlı İmparatorluğu ve Anadolu'ya en fazla asker ile casus gönderen ülkeler olduğunu biliyor muydunuz? Ve yine Sevr Antlaşması hususunda en fazla öne çıkan ülkeler ile bahse konu ülkeler arasında benzerlik oranını incelediniz mi? Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 10 Kasım 1938'de vefat ettiğini düşündüğünüzde, birinci ve ikinci dünya savaşlarında bu ülkelerin durumunu değerlendirdiniz mi? Birinci Dünya Savaşında, Osmanlı yanında Sovyet tehdidi nedeniyle zoraki de olsa boy gösteren Almanya'nın ikinci Dünya savaşında yaşadığı büyük yıkımı hatırlıyor musunuz? Ve yine İkinci Dünya Savaşı'nın 1 Eylül 1939'da başlayıp 2 Eylül 1945 tarihinde sona erdiğini biliyor musunuz? İkinci Dünya Savaşı' nın; Fransa, Amerika, Birleşik Krallık ve Sovyetler Birliği'nden oluşan Müttefik Devletler ile Almanya, Japonya ve İtalya'dan oluşan Mihver Devletler arasında gerçekleştiğini değerlendirdiğimizde, bugün Türkiye’nin yanında boy gösteren Rusya nedeniyle Almanya'nın korkudan Amerika yanında saf tuttuğunu değerlendirebilir miyiz?    Evet, hikayeyi çok çeşitli boyutları ile ele alıp birçok konu başlığı çıkarmak mümkün. Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kavalcılara meydan okumasında hatalı bulanlar ya cahil ya da haindir! Elbette bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yalnızdır. Kurduğu ve 20 yıldır iktidarda tuttuğu AK Parti, maalesef kendisini yalnız bırakmıştır. Ve Recep Tayyip Erdoğan'a gönül verenleri sırf AK Parti ve yerel yönetimler ile bürokratları eleştiriyor diye bugün AK Parti İl binalarına sokmayanlar, yarın bu kavalcıların hışmına ve zulmüne uğrayacaklardır.   Mesele kavalcılar değil! Mesele fareler… Bu fareler, iktidar ile ittifakın etkili ve yetkili yerlerinde devletin sinir uçlarında Türkiye'yi kendi menfaatleri ve yine onları o koltuklara oturtanların menfaatleri için kemirmeye devam ediyorlar. Bakalım ülkenin canı çıktığı, eti çekildiği ve ülke sadece bir kemikten ibaret kaldığında ne yapacaklar? Evet; fareli köyün kavalcıları, fareler var oldukça düdüklerini öttürmeye devam edecekler. Birileri kedi fare oynarken, herkesin gözünden kaçan ve iyiden iyiye yalnız kalan Aslan, bir gün aramızdan ayrılacak. İşte o gün geldiğinde ben; bugün bizim yanımızda durmayıp zalime karşı ürkek olanların, yüzlerini ve korkudan pörtlemiş gözlerini görmeyi merakla bekliyor olacağım…    Hasılı, Türkiye bizler ve bizim gibi cesurlar var oldukça her daim payidar kalacaktır… Diğerleri sadece teferruat. 
Ekleme Tarihi: 28 Ekim 2021 - Perşembe

Fareli köyün kavalcıları…

Siyaset, son dönemde yabancı devletlerin güdümleştirdiği ve geliştirdiği iç muhalefet unsurları ile farklı bir boyut kazanıyor. Döviz karşısında Türk Lirasını itibarsızlaştırma çabalarına hükümetin üretim sektörlerinde vergi reformu ile destek vermiyor olması ciddi bir fırsat kaybı. Esnaf dilinde son dönemde öne çıkan; "telde ki değil eldeki para" hususunu Ankara'nın duymasında fayda var. Hükümetin kedi fare oyunlarını bir kenara bırakıp iç piyasa ve siyasete dönük pozitif hamleler yapması şart… 

 

Türkiye’nin kazanımlarında en önemli paya sahip olan Başkanlık sistemi, yaşanan son hadisede bir kere daha gücünü kanıtladı. Başkanlık sistemi sayesinde Türkiye, Dünya ile eş değer ölçüde diplomasi ve taarruz yetkisi kazandı. Yani; "ister masada ister sahada oyunu oynayalım, biz hazırız" ifadesini artık net olarak kullanan bir ülkeyiz. Ve yine bir kısım kavalcının hadsiz ifadelerinden sonra Türkiye’nin verdiği net ve doğru cevap ile beraber Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Azerbaycan çıkarmasını detaylı okumak zorundayız. Cumhurbaşkanı Erdoğan tüm Dünya'ya; "Türkiye, Anadolu'dan ibaret değildir" mesajını en keskin fotoğraf ile vermiş oldu. Bugün 98 yaşında olan Cumhuriyet; kuruluş ilkelerine hızla geri dönerken, yaptığı ve yapacağı reformlarla kendini yeni baştan yazıyor. 

 

***

 

Gündem değiştiren ve Türkiye’nin iç işlerine müdahale ötesinde yargı bağımsızlığımızı tehdit eden kavalcılar kim? Ve daha ötesinde Türkiye, fareli köy mü? Evet, Türkiye fareli köy. Ve köyümüzde bulunan fareleri besleyenler ile o fareler üzerinden para ve menfaat devşirenler aynı ülkeler. Kavalcıların ismi elbette mühim ancak menşeileri daha mühim. Osman Kavala'ya ilişkin açıklamalarda bulunan 10 büyükelçinin ülkeleri şu şekilde sıralanıyor; Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda.

 

Peki, benim fark ettiklerimi sizlerde fark ettiniz mi? Adı geçen bu ülkelerin Birinci Dünya Savaşında Osmanlı İmparatorluğu ve Anadolu'ya en fazla asker ile casus gönderen ülkeler olduğunu biliyor muydunuz? Ve yine Sevr Antlaşması hususunda en fazla öne çıkan ülkeler ile bahse konu ülkeler arasında benzerlik oranını incelediniz mi? Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 10 Kasım 1938'de vefat ettiğini düşündüğünüzde, birinci ve ikinci dünya savaşlarında bu ülkelerin durumunu değerlendirdiniz mi? Birinci Dünya Savaşında, Osmanlı yanında Sovyet tehdidi nedeniyle zoraki de olsa boy gösteren Almanya'nın ikinci Dünya savaşında yaşadığı büyük yıkımı hatırlıyor musunuz? Ve yine İkinci Dünya Savaşı'nın 1 Eylül 1939'da başlayıp 2 Eylül 1945 tarihinde sona erdiğini biliyor musunuz? İkinci Dünya Savaşı' nın; Fransa, Amerika, Birleşik Krallık ve Sovyetler Birliği'nden oluşan Müttefik Devletler ile Almanya, Japonya ve İtalya'dan oluşan Mihver Devletler arasında gerçekleştiğini değerlendirdiğimizde, bugün Türkiye’nin yanında boy gösteren Rusya nedeniyle Almanya'nın korkudan Amerika yanında saf tuttuğunu değerlendirebilir miyiz? 

 

Evet, hikayeyi çok çeşitli boyutları ile ele alıp birçok konu başlığı çıkarmak mümkün. Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kavalcılara meydan okumasında hatalı bulanlar ya cahil ya da haindir! Elbette bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yalnızdır. Kurduğu ve 20 yıldır iktidarda tuttuğu AK Parti, maalesef kendisini yalnız bırakmıştır. Ve Recep Tayyip Erdoğan'a gönül verenleri sırf AK Parti ve yerel yönetimler ile bürokratları eleştiriyor diye bugün AK Parti İl binalarına sokmayanlar, yarın bu kavalcıların hışmına ve zulmüne uğrayacaklardır.

 

Mesele kavalcılar değil! Mesele fareler… Bu fareler, iktidar ile ittifakın etkili ve yetkili yerlerinde devletin sinir uçlarında Türkiye'yi kendi menfaatleri ve yine onları o koltuklara oturtanların menfaatleri için kemirmeye devam ediyorlar. Bakalım ülkenin canı çıktığı, eti çekildiği ve ülke sadece bir kemikten ibaret kaldığında ne yapacaklar? Evet; fareli köyün kavalcıları, fareler var oldukça düdüklerini öttürmeye devam edecekler. Birileri kedi fare oynarken, herkesin gözünden kaçan ve iyiden iyiye yalnız kalan Aslan, bir gün aramızdan ayrılacak. İşte o gün geldiğinde ben; bugün bizim yanımızda durmayıp zalime karşı ürkek olanların, yüzlerini ve korkudan pörtlemiş gözlerini görmeyi merakla bekliyor olacağım… 

 

Hasılı, Türkiye bizler ve bizim gibi cesurlar var oldukça her daim payidar kalacaktır… Diğerleri sadece teferruat. 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetehalk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.