Ömer Küçükkaya
Köşe Yazarı
Ömer Küçükkaya
 

2023'e hazır mıyız?

Uzun bir sessizliğin ardından yazılarıma kaldığım yerden devam ediyorum. Sessiz geçirdiğim süreçte görmekteyim ki, daha önce Bursa'nın yerel gazetelerinde ve kendi medyalarımda ifade ettiğim çoğu husus ve yine Ankara'da ifade ettiklerim hızla gerçekleşmeye devam ediyor. Siyasetten ekonomiye, uluslararası ilişkilerden iç güvenlik tehditlerine varıncaya kadar birçok konuda haklı çıkmak emin olun beni üzmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiğim üst düzey bir ziyaret sonrasında stratejik yazılarıma devam etme kararı aldım. Görmekteyim ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, gücünü öz evlatlarından almak hususundaki kararlığını gelecek yüzyıla da taşımakta ısrarcı...   Yorucu ve bir o kadar da yıkıcı bir yılın sonuna geliyoruz. 2020 yılının ağır pandemi koşullarında tüm gücü ile vatandaşlarının yanında olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 2021 yılında ekonomik bir savaşı her cephede başarı ile sürdürüyor.. Kabul etmeliyiz ki, Türkiye'nin üzerine çullanmak isteyenlerin hedefi, ülkenin ana dinamiklerinden çok ötesi. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan ibaret olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Ve muhalefetin kendi öz dinamiklerinde bütüncül ve Türkiye menfaatleri doğrultusunda hareket ettiğini ifade etmekte maalesef zorlanıyoruz!   Türkiye'nin 2023 mesaisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi tatile girdiğinde başlayacak. Yeni başlayacak 2022 yılı arefesinde kabine değişimi geniş kapsamlı gerçekleşecek. Muhalefetin haklı çıkışları ve cesur atakları karşısında maalesef mevcut kabine her açıdan fazlası ile yetersiz ve çaresiz kaldı. Yine, Milletvekillerinin sembolik birer temsilci olarak kalması siyasi açıdan Cumhur İttifakına çok fazla oy kaybettiriyor. Milletvekilleri ve Bakan Yardımcıları'nın maalesef sahada bir ağırlığı olmadığı gibi, kamu ve siyasi otoriterlerde bir yaptırım gücü yok! Bu nedenle 2022 yılının ilk mesaisinin gündemi, Milletvekillerinin özlük ve siyasi hakları ile uzun zamandan beri gündemde olan Müsteşarlık kavramı olacak. Türkiye'nin kamu komuta zincirini güçlendirmesi ve hatalarını hızla düzeltmesi şart.   Beklentilerin ötesinde 2022 yılında bir erken seçim ön görmüyorum! Baskın seçim ise, intihar olacaktır. Herhangi bir erken veya baskın seçim akabinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 2022 yılı Kasım ayında yabancı devletler tarafından kuşatılma tehditi ile yüzleşebilir. Ancak, hem iktidarın güven oyu alabilmesi hemde muhalefetin ifade ettiği toplumsal beklentilerin karşılanması adına "Anayasa Reformu" ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sandığa gitmesi kaçınılmaz görünüyor. Nitelikli bir referandum yasası ile gerçekleşecek geniş katılımlı oylama, hem hükümetin kendi gücünü test etmesi hemde muhalefetin ağır baskısının küresel çapta etirilmesi açısından değerli olacaktır kanaatindeyim.   Uzun zamandır beklenen Valiler kararnamesi hususunda aceleci davranılmaması gerekiyor. Birçok Büyükşehirde, FETÖ'nün baskıları ile Vali ve Kaymakamların yıpratıldığını görüyoruz. Hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve kabine güvenliğinin hemde Türkiye'nin iç güvenliğinin tesisinin devamı için Valiler ve Kaymakamlar Kararnamesi üzerinde hassasiyetle durularak sürdürülmesi gereken süreçler diyebiliriz. Burada liyakat kadar, sadakat ve iç güvenlik herşeyin önünde geliyor. Şehirleri koruyamaz ve savunmasız bırakırsak, iç savaş tehlikesi aşikar bir iç savaş eylemine dönüşebilir. Ki, 2022 yılının ilk çeyreğinde birçok şehirde ve beklenmedik ilçede bombalı veya daha kanlı eylemlerin olabilme olasılığı 2015 ve 2016 yıllarına oranla daha yüksek!   Türkiye'nin 2023 yılına güçlü bir ekonomi ile gireceğinden şüphemiz yok. 2022 yılı bu minvalde yatırımlar ve yaptırımlar yılı olacaktır. Türkiye'nin yüzyılın fırsatı olan şehirlerinde güçlü yatırımlar göreceğiz. Özel sektörün borç yükünü hafifletecek, yeniden 2018 refah düzeyine ulaşacağımız bir yıl olacaktır, 2022 yılı. Esnaf ve Sanatkar Oda seçimleri ile değişim rüzgarlarına sahne olacak 2022 yılı sonuna doğru, Ticaret ve Sanayi Odaları ile Borsa seçimlerine şahitlik edeceğiz. Tüm bu sandıklar içerisinde gerçekleşmesi muhtemel tek seçim, kapsamlı bir referandum olacaktır kanaatindeyim.   Türkiye'de aktif siyaset içerisinde var olan hiçbir liderin halkta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a eşit bir karşılığı olmadığını herkes çok iyi biliyor. Yine; Birleşik Krallık başta olmak üzere Amerika Birleşik Devletleri ve diğer dünya ülkelerinin liderlerinin yaş oranları ve sağlık verileri değerlendirildiğinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın en az 15 yıl Türkiye'yi yönetebileceğini ifade edersek hata etmiş sayılmayız. Elbette bu ifadelerimizi destekleyecek siyasi revizyonlar ile topluma yönelik pozitif ataklarıda es geçmemiz imkansız.   Türkiye'nin maraton yılı olacak 2022 yılında sadece çok çalışmalıyız! Doğru alanlara yatırım yapmalı, toplumu yeniden bütünleştirmeli, en az 20 yıl sonrasını planlayarak iş kurmalı ve çok az uyumalıyız. Şirket evliliklerinin önünü açarken; tarım ve gıda ile bilişim sektörlerine yönelik yenilikçi akımları incelemeliyiz. Aile ve ahlak kavramını yeni çağa uyarlarken, meslekleri ve çocukları unutmamalıyız. 2022 yılı 2023 yılına hazırlanacağımız bir yıl olacağı için, 2022 yılına değil 2023 yılına hazırlanmayı tercih etmelisiniz.   O yüzden hepinize yeniden soruyorum; 2023'e hazır mısınız?
Ekleme Tarihi: 18 Aralık 2021 - Cumartesi

2023'e hazır mıyız?

Uzun bir sessizliğin ardından yazılarıma kaldığım yerden devam ediyorum. Sessiz geçirdiğim süreçte görmekteyim ki, daha önce Bursa'nın yerel gazetelerinde ve kendi medyalarımda ifade ettiğim çoğu husus ve yine Ankara'da ifade ettiklerim hızla gerçekleşmeye devam ediyor. Siyasetten ekonomiye, uluslararası ilişkilerden iç güvenlik tehditlerine varıncaya kadar birçok konuda haklı çıkmak emin olun beni üzmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiğim üst düzey bir ziyaret sonrasında stratejik yazılarıma devam etme kararı aldım. Görmekteyim ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, gücünü öz evlatlarından almak hususundaki kararlığını gelecek yüzyıla da taşımakta ısrarcı...

 

Yorucu ve bir o kadar da yıkıcı bir yılın sonuna geliyoruz. 2020 yılının ağır pandemi koşullarında tüm gücü ile vatandaşlarının yanında olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 2021 yılında ekonomik bir savaşı her cephede başarı ile sürdürüyor.. Kabul etmeliyiz ki, Türkiye'nin üzerine çullanmak isteyenlerin hedefi, ülkenin ana dinamiklerinden çok ötesi. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan ibaret olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Ve muhalefetin kendi öz dinamiklerinde bütüncül ve Türkiye menfaatleri doğrultusunda hareket ettiğini ifade etmekte maalesef zorlanıyoruz!

 

Türkiye'nin 2023 mesaisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi tatile girdiğinde başlayacak. Yeni başlayacak 2022 yılı arefesinde kabine değişimi geniş kapsamlı gerçekleşecek. Muhalefetin haklı çıkışları ve cesur atakları karşısında maalesef mevcut kabine her açıdan fazlası ile yetersiz ve çaresiz kaldı. Yine, Milletvekillerinin sembolik birer temsilci olarak kalması siyasi açıdan Cumhur İttifakına çok fazla oy kaybettiriyor. Milletvekilleri ve Bakan Yardımcıları'nın maalesef sahada bir ağırlığı olmadığı gibi, kamu ve siyasi otoriterlerde bir yaptırım gücü yok! Bu nedenle 2022 yılının ilk mesaisinin gündemi, Milletvekillerinin özlük ve siyasi hakları ile uzun zamandan beri gündemde olan Müsteşarlık kavramı olacak. Türkiye'nin kamu komuta zincirini güçlendirmesi ve hatalarını hızla düzeltmesi şart.

 

Beklentilerin ötesinde 2022 yılında bir erken seçim ön görmüyorum! Baskın seçim ise, intihar olacaktır. Herhangi bir erken veya baskın seçim akabinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 2022 yılı Kasım ayında yabancı devletler tarafından kuşatılma tehditi ile yüzleşebilir. Ancak, hem iktidarın güven oyu alabilmesi hemde muhalefetin ifade ettiği toplumsal beklentilerin karşılanması adına "Anayasa Reformu" ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sandığa gitmesi kaçınılmaz görünüyor. Nitelikli bir referandum yasası ile gerçekleşecek geniş katılımlı oylama, hem hükümetin kendi gücünü test etmesi hemde muhalefetin ağır baskısının küresel çapta etirilmesi açısından değerli olacaktır kanaatindeyim.

 

Uzun zamandır beklenen Valiler kararnamesi hususunda aceleci davranılmaması gerekiyor. Birçok Büyükşehirde, FETÖ'nün baskıları ile Vali ve Kaymakamların yıpratıldığını görüyoruz. Hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve kabine güvenliğinin hemde Türkiye'nin iç güvenliğinin tesisinin devamı için Valiler ve Kaymakamlar Kararnamesi üzerinde hassasiyetle durularak sürdürülmesi gereken süreçler diyebiliriz. Burada liyakat kadar, sadakat ve iç güvenlik herşeyin önünde geliyor. Şehirleri koruyamaz ve savunmasız bırakırsak, iç savaş tehlikesi aşikar bir iç savaş eylemine dönüşebilir. Ki, 2022 yılının ilk çeyreğinde birçok şehirde ve beklenmedik ilçede bombalı veya daha kanlı eylemlerin olabilme olasılığı 2015 ve 2016 yıllarına oranla daha yüksek!

 

Türkiye'nin 2023 yılına güçlü bir ekonomi ile gireceğinden şüphemiz yok. 2022 yılı bu minvalde yatırımlar ve yaptırımlar yılı olacaktır. Türkiye'nin yüzyılın fırsatı olan şehirlerinde güçlü yatırımlar göreceğiz. Özel sektörün borç yükünü hafifletecek, yeniden 2018 refah düzeyine ulaşacağımız bir yıl olacaktır, 2022 yılı. Esnaf ve Sanatkar Oda seçimleri ile değişim rüzgarlarına sahne olacak 2022 yılı sonuna doğru, Ticaret ve Sanayi Odaları ile Borsa seçimlerine şahitlik edeceğiz. Tüm bu sandıklar içerisinde gerçekleşmesi muhtemel tek seçim, kapsamlı bir referandum olacaktır kanaatindeyim.

 

Türkiye'de aktif siyaset içerisinde var olan hiçbir liderin halkta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a eşit bir karşılığı olmadığını herkes çok iyi biliyor. Yine; Birleşik Krallık başta olmak üzere Amerika Birleşik Devletleri ve diğer dünya ülkelerinin liderlerinin yaş oranları ve sağlık verileri değerlendirildiğinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın en az 15 yıl Türkiye'yi yönetebileceğini ifade edersek hata etmiş sayılmayız. Elbette bu ifadelerimizi destekleyecek siyasi revizyonlar ile topluma yönelik pozitif ataklarıda es geçmemiz imkansız.

 

Türkiye'nin maraton yılı olacak 2022 yılında sadece çok çalışmalıyız! Doğru alanlara yatırım yapmalı, toplumu yeniden bütünleştirmeli, en az 20 yıl sonrasını planlayarak iş kurmalı ve çok az uyumalıyız. Şirket evliliklerinin önünü açarken; tarım ve gıda ile bilişim sektörlerine yönelik yenilikçi akımları incelemeliyiz. Aile ve ahlak kavramını yeni çağa uyarlarken, meslekleri ve çocukları unutmamalıyız. 2022 yılı 2023 yılına hazırlanacağımız bir yıl olacağı için, 2022 yılına değil 2023 yılına hazırlanmayı tercih etmelisiniz.

 

O yüzden hepinize yeniden soruyorum; 2023'e hazır mısınız?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetehalk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.