Ömer Küçükkaya
Köşe Yazarı
Ömer Küçükkaya
 

Siyasete dair...

Zorlu geçen pandemi aylarının ardından 2021 yılına da veda ediyoruz. Küresel dengelerin değiştiği, yeni yol haritalarının belirlendiği ve herşeyden önemlisi sınırların yeni baştan çizileceği 2022 yılına sayılı günler kaldı. Daha önce de ifade ettiğim gibi, 2021 yılı Aralık ayı başından sonuna sonu "lık" olan çok şeyi yaşatmaya devam edecek bize! Uluslararası algoritmalar ve ulusal belirgenlerin ışığında net olarak ifade etmek isterim ki; 2022 yılı 2020 yılının kısıtlı ev ortamlarını ve 2021 yılının ağır ekonomik buhranlarını aratacak bir yıl olacak...   Siyaseti değerlendirirken, Türkiye eksenli düşünenlerin yaptığı hataları yaptığınızda kör olursunuz. Türkiye'de siyaset asla ulusal dengelerin ışığında belirlenmez! Dünya'nın tüm süper güçlerinin yüklendiği Türkiye, savunma ile taarruz arasına sıkışmış durumda. AK Parti ve MHP'nin son bir haftadır özellikle Büyükşehirlerde sokaklara çıkmaları ve vatandaş ile buluşmalarını iyi okumalısınız. Saflar sıklaşırken, taraflar daha da belirginleşiyor. Ve hem AK Parti hemde MHP, sokağa indikçe kaybettikleri oy oranını daha net algılıyorlar. Kabul etmeliyiz ki, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çok haklıydı! Cumhurbaşkanı Erdoğan; Kızılcahamam'da yerel yönetim liderleri ile son buluşmasında aslında 2017 yılından bugüne diline pelesenk olan cümleler ile herkesi son bir defa uyardı.   Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı”nda konuşan AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın; "AK Parti’de siyaset yapan, görev üstlenen herkes kendi kişisel kariyerinden önce ülkesine ve milletine karşı sorumluluklarını düşünmek ve buna göre davranmak mecburiyetindedir. Birbirimizin başına, sırtına basarak değil, el ele, kol kola, gönül gönüle vererek çalıştığımızda büyük başarılara imza atarız. Bir şehirde belediye başkanımız kucaklayıcı olursa, teşkilatımızın diğer birimleri de ona uyacaktır. Belediye başkanına gurur, kibir asla yakışmaz" cümleleri, yerel yönetimlerden Ankara'ya üst üste gelen şikayetleri yeniden gündeme taşıdı. AK Parti'nin son 3 yıldır yerel yönetimler nedeniyle çıkmaza girdiğinin farkında olan Genel Başkan Erdoğan; tüm yerel yönetimleri 2017 Ekim ayında uyarmış ve radikal değişimlere imza atmıştı.   2017 yılı Ekim ayında gerçekleşen Uluslararası Şehir ve Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de belediyelerin iktidar olmanın ve iktidarda kalmanın kilidi olduğunu belirterek; "demokrasi, yerel yönetimlerde ve belediyelerde başlar. Yerel yönetim eğer bu yanıyla güçlü değilse, hiçbir partinin iktidarda başarı şansı yoktur" ifadesine yer vermişti. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 2021 yılı Haziran ayında gerçekleştirdiği toplantıda; "sadece sosyal medya mecralarıyla vatandaşın kalbine girilemeyeceği son dönemde ortaya çıkmıştır. Sosyal medya belediyeciliği, hizmet belediyeciliğinin yerini alamaz" cümlelerini yüksek sesle ifade etmişti.   AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ankara Kızılcahamam'da gerçekleşen toplantıda verdiği 2023 seçimlerine ilişkin mesajı ve yerel yönetimlere olan keskin uyarısı ilgililerince ne kadar dikkate alınmıştır, bunu ilerleyen aylarda hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Lakin buna rağmen Türkiye siyasetinde vatandaşta karşılığı hızla yükselen İYİ Parti ve Deva Partisi'nin; özellikle kentlerde, yerel yönetimler merkezli siyaset yürüterek sahada güç kazandıklarını görmekteyiz. Ulusal siyasetin ekonomi başlığını kendisine doğru cümleler ile referans alan İYİ Parti ve Deva Partisi ile birlikte, Refah Partisi'de ciddi anlamda sokakta konuşulmaya başlanmış durumda. Her üç partininde basın ve halkla ilişkiler iletişimlerini kendi daireleri içerisinde çevirmeleri nedeniyle potansiyel saha oyuna ulaşamadıklarını da ifade etmekte fayda var.   AK Parti'nin özellikle Büyükşehir'lerde ciddi yaralar aldığı biliniyor. Her ne kadar AK Parti'nin kalesi Bursa'da ciddi bir teşkilat çalışması gerçekleşiyor olsa bile; AK Parti çoğu ilçe ve Büyükşehir'de oy kaybetmeye devam ediyor. Vatandaşın elini sıkan, yüreğine dokunan AK Parti Bursa teşkilatlarının sahada karşılaştıkları artı ve eksi durumları merak etmiyor değiliz. Lakin herşeyin ötesinde, sosyal medya paylaşımlarında gördüğümüz en önemli gerçeklik; parti çalışmalarından daha fazla, çalışma içerisinde yer alan kişilerin öne çıkarılıyor olduğu gerçekliği. Ve yine yerel yönetim liderleri yani belediye başkanları ve uzun zamandır sahalarda görünmeyen belediye meclis üyelerini yine sosyal medya paylaşımlarında göremiyoruz! Lakin tüm bu detaylara rağmen AK Parti'nin kalesi Bursa'da, İl Başkanı Davut Gürkan ve ekibi diğer şehir ve büyükşehirlere oranla daha aktif bir saha siyaseti yürütüyor. Bursa'da CHP'nin sahaya çok erken sürdüğü Mustafa Bozbey; Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı çalışmasını Cumhuriyet Halk Partisi'nin olası Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçim çalışmasına dönüştürmüş durumda. Anlaşılan o ki, Bursa; 2023 seçimlerinde İstanbul ve Ankara'dan daha güçlü bir seçim yarışına sahne olacak.   Yine; esnaf oda seçimleri de 2023 seçimlerinin belirginliği açısından önemli. AK Parti'nin esnaf kanadında ciddi anlamda oy kaybettiğini ülke genelinde görüyoruz. İş dünyasında her ne kadar olumsuz ses çıkmıyor olsa bile; var olan derin sessizliğin iktidar değişimini tetikleyeceğini net olarak ifade edebiliriz. Türkiye'nin dış dengeler ile değişen iç siyaseti, özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sürekli ekranlarda oluşu ve beraberinde gerçekleşen sert söylemleri ile iktidar aleyhine olumsuzlaşıyor. Türkiye'de sakin ve kavgasız bir süreç isteyen ekonomi ve finans çevreleri, özellikle kabine üyelerinin değişmemesinden şikayetçi! Ve herşeyden önemlisi; son saha çalışmalarında vatandaşın konuşmak yerine susarak sandığı beklediğini ifade etmemiz gerekiyor...   Siyaset kazanı hızla kaynarken, yüzde elli ile iktidar olunacak bir 2023 veya baskın seçim süreci ile karşılaşamayacağımızı ifade etmekte fayda var. Herkes üçüncü ittifakı konuşurken, dördüncü bir ittifakın alternatif olarak sahaya inmesi bana göre süpriz olmaz. Ve yine 12 Ocak 2022 yılında gerçekleşecek olması muhtemel, NATO ve Rusya buluşması da Türkiye'nin siyasi ve ekonomik dengeleri açısından önemli diyebiliriz.   Unutmayın; ekonomi olmadan siyaset olmaz. Anlayacağınız 2022 yılı ya bol paralı yada beş parasız geçecek...
Ekleme Tarihi: 27 Aralık 2021 - Pazartesi

Siyasete dair...

Zorlu geçen pandemi aylarının ardından 2021 yılına da veda ediyoruz. Küresel dengelerin değiştiği, yeni yol haritalarının belirlendiği ve herşeyden önemlisi sınırların yeni baştan çizileceği 2022 yılına sayılı günler kaldı. Daha önce de ifade ettiğim gibi, 2021 yılı Aralık ayı başından sonuna sonu "lık" olan çok şeyi yaşatmaya devam edecek bize! Uluslararası algoritmalar ve ulusal belirgenlerin ışığında net olarak ifade etmek isterim ki; 2022 yılı 2020 yılının kısıtlı ev ortamlarını ve 2021 yılının ağır ekonomik buhranlarını aratacak bir yıl olacak...

 

Siyaseti değerlendirirken, Türkiye eksenli düşünenlerin yaptığı hataları yaptığınızda kör olursunuz. Türkiye'de siyaset asla ulusal dengelerin ışığında belirlenmez! Dünya'nın tüm süper güçlerinin yüklendiği Türkiye, savunma ile taarruz arasına sıkışmış durumda. AK Parti ve MHP'nin son bir haftadır özellikle Büyükşehirlerde sokaklara çıkmaları ve vatandaş ile buluşmalarını iyi okumalısınız. Saflar sıklaşırken, taraflar daha da belirginleşiyor. Ve hem AK Parti hemde MHP, sokağa indikçe kaybettikleri oy oranını daha net algılıyorlar. Kabul etmeliyiz ki, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çok haklıydı! Cumhurbaşkanı Erdoğan; Kızılcahamam'da yerel yönetim liderleri ile son buluşmasında aslında 2017 yılından bugüne diline pelesenk olan cümleler ile herkesi son bir defa uyardı.

 

Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı”nda konuşan AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın; "AK Parti’de siyaset yapan, görev üstlenen herkes kendi kişisel kariyerinden önce ülkesine ve milletine karşı sorumluluklarını düşünmek ve buna göre davranmak mecburiyetindedir. Birbirimizin başına, sırtına basarak değil, el ele, kol kola, gönül gönüle vererek çalıştığımızda büyük başarılara imza atarız. Bir şehirde belediye başkanımız kucaklayıcı olursa, teşkilatımızın diğer birimleri de ona uyacaktır. Belediye başkanına gurur, kibir asla yakışmaz" cümleleri, yerel yönetimlerden Ankara'ya üst üste gelen şikayetleri yeniden gündeme taşıdı. AK Parti'nin son 3 yıldır yerel yönetimler nedeniyle çıkmaza girdiğinin farkında olan Genel Başkan Erdoğan; tüm yerel yönetimleri 2017 Ekim ayında uyarmış ve radikal değişimlere imza atmıştı.

 

2017 yılı Ekim ayında gerçekleşen Uluslararası Şehir ve Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de belediyelerin iktidar olmanın ve iktidarda kalmanın kilidi olduğunu belirterek; "demokrasi, yerel yönetimlerde ve belediyelerde başlar. Yerel yönetim eğer bu yanıyla güçlü değilse, hiçbir partinin iktidarda başarı şansı yoktur" ifadesine yer vermişti. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 2021 yılı Haziran ayında gerçekleştirdiği toplantıda; "sadece sosyal medya mecralarıyla vatandaşın kalbine girilemeyeceği son dönemde ortaya çıkmıştır. Sosyal medya belediyeciliği, hizmet belediyeciliğinin yerini alamaz" cümlelerini yüksek sesle ifade etmişti.

 

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ankara Kızılcahamam'da gerçekleşen toplantıda verdiği 2023 seçimlerine ilişkin mesajı ve yerel yönetimlere olan keskin uyarısı ilgililerince ne kadar dikkate alınmıştır, bunu ilerleyen aylarda hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Lakin buna rağmen Türkiye siyasetinde vatandaşta karşılığı hızla yükselen İYİ Parti ve Deva Partisi'nin; özellikle kentlerde, yerel yönetimler merkezli siyaset yürüterek sahada güç kazandıklarını görmekteyiz. Ulusal siyasetin ekonomi başlığını kendisine doğru cümleler ile referans alan İYİ Parti ve Deva Partisi ile birlikte, Refah Partisi'de ciddi anlamda sokakta konuşulmaya başlanmış durumda. Her üç partininde basın ve halkla ilişkiler iletişimlerini kendi daireleri içerisinde çevirmeleri nedeniyle potansiyel saha oyuna ulaşamadıklarını da ifade etmekte fayda var.

 

AK Parti'nin özellikle Büyükşehir'lerde ciddi yaralar aldığı biliniyor. Her ne kadar AK Parti'nin kalesi Bursa'da ciddi bir teşkilat çalışması gerçekleşiyor olsa bile; AK Parti çoğu ilçe ve Büyükşehir'de oy kaybetmeye devam ediyor. Vatandaşın elini sıkan, yüreğine dokunan AK Parti Bursa teşkilatlarının sahada karşılaştıkları artı ve eksi durumları merak etmiyor değiliz. Lakin herşeyin ötesinde, sosyal medya paylaşımlarında gördüğümüz en önemli gerçeklik; parti çalışmalarından daha fazla, çalışma içerisinde yer alan kişilerin öne çıkarılıyor olduğu gerçekliği. Ve yine yerel yönetim liderleri yani belediye başkanları ve uzun zamandır sahalarda görünmeyen belediye meclis üyelerini yine sosyal medya paylaşımlarında göremiyoruz! Lakin tüm bu detaylara rağmen AK Parti'nin kalesi Bursa'da, İl Başkanı Davut Gürkan ve ekibi diğer şehir ve büyükşehirlere oranla daha aktif bir saha siyaseti yürütüyor. Bursa'da CHP'nin sahaya çok erken sürdüğü Mustafa Bozbey; Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı çalışmasını Cumhuriyet Halk Partisi'nin olası Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçim çalışmasına dönüştürmüş durumda. Anlaşılan o ki, Bursa; 2023 seçimlerinde İstanbul ve Ankara'dan daha güçlü bir seçim yarışına sahne olacak.

 

Yine; esnaf oda seçimleri de 2023 seçimlerinin belirginliği açısından önemli. AK Parti'nin esnaf kanadında ciddi anlamda oy kaybettiğini ülke genelinde görüyoruz. İş dünyasında her ne kadar olumsuz ses çıkmıyor olsa bile; var olan derin sessizliğin iktidar değişimini tetikleyeceğini net olarak ifade edebiliriz. Türkiye'nin dış dengeler ile değişen iç siyaseti, özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sürekli ekranlarda oluşu ve beraberinde gerçekleşen sert söylemleri ile iktidar aleyhine olumsuzlaşıyor. Türkiye'de sakin ve kavgasız bir süreç isteyen ekonomi ve finans çevreleri, özellikle kabine üyelerinin değişmemesinden şikayetçi! Ve herşeyden önemlisi; son saha çalışmalarında vatandaşın konuşmak yerine susarak sandığı beklediğini ifade etmemiz gerekiyor...

 

Siyaset kazanı hızla kaynarken, yüzde elli ile iktidar olunacak bir 2023 veya baskın seçim süreci ile karşılaşamayacağımızı ifade etmekte fayda var. Herkes üçüncü ittifakı konuşurken, dördüncü bir ittifakın alternatif olarak sahaya inmesi bana göre süpriz olmaz. Ve yine 12 Ocak 2022 yılında gerçekleşecek olması muhtemel, NATO ve Rusya buluşması da Türkiye'nin siyasi ve ekonomik dengeleri açısından önemli diyebiliriz.

 

Unutmayın; ekonomi olmadan siyaset olmaz. Anlayacağınız 2022 yılı ya bol paralı yada beş parasız geçecek...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetehalk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.