Ömer Küçükkaya
Köşe Yazarı
Ömer Küçükkaya
 

Omuz omuza Türkiye

Gazeteciliğin en önemli zorluğu, haber veya yazılarınızda ifade ettiklerinizin haberin yapıldığı veya yazının yazıldığı dönemde net bir biçimde anlaşılamıyor olmasıdır. O dönemlerde tek hedef sizsinizdir. Lakin gazeteci demek, ülkesi ve milleti için gözünü kırpmadan en ön safta mücadele etmek demektir. Bugün bize düşen görevde, en ön safta Türkiye'ye gelen kurşunlara hedef olmaktır. Velev ki, birilerinin hedefi Türkiye'dir. Hedef Türkiye ise, kalkan biziz demektir.   İleri görüşlü bir gazeteci olarak dün olduğu gibi bugünde net bir tavır ile Türkiye'nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında dimdik durmamız gerektiğini ifade etmem zorunluğu ortaya çıktı. Türkiye'yi Ankara'nın belli kısımında başlatılan sınırlı süreli sokak eylemleri ve yine bir kesimin sosyal medya paylaşımları ile dize getirebileceğini zannedenler, ciddi bir yanılgı içerisindeler. Elbette Cumhurhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti'nin içerisindeki mental yorgunluğu ve değişim gerçekleğini daha önce defalarca dile getirdiğine tüm Dünya ile birlikte hepimiz şahidiz. Peki, Sayın Erdoğan bu kadar net konuştuğu halde neden onlarca yıldır siyasette var olan ve iktidar olamayan partiler kendi yorgunluk, acziyet ve yanlışlarını bu kadar cesurca kabullenemedi, ifade etmedi?   Kabul etmeliyiz ki, bugün birilerinin sosyal medya üzerinden "erken seçim değil hemen seçim" sloganları atması ne Türkiye'nin faydasına nede Aziz Milletimizin yararınadır. Türkiye'yi ancak ve ancak omuz omuza duracak bizler ayakta tutabiliriz. Ve yine bir "Kurtuluş Savaşı" ile karşı karşıyayız. Sayın Erdoğan'ın "Ekonomik Kurtuluş Savaşı" sloganıyla kendince dalga geçen ve yine siyasette kendi kıt akıllarınca karanlık bir çığır açmak isteyenlerin hadsiz söylemleri ile Kurtuluş Savaşı şehitlerimizin ve gazilerinin aziz hatıralarını farkında olmadan nasıl çiğnediklerinide bu satırlardan hatırlatmak isterim. Bilindiği üzere Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni Yunan, İngiliz, Rus, Fransız ve işbirlikçi diğer devletlerin postallarının altında ezilmek istenen Anadolu'da kurmuştur. Ve bugün hedef gösterilen kişi yani Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Cumhurbaşkanı'dır. Bugün hedef Recep Tayyip Erdoğan ise, asıl hedef Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir.   Bir kısım siyasiler ile AK Parti'nin çeşitli kademelerinde bulunan kimlikler, makamlar, Belediye Başkanları, Milletvekilleri, İl ve İlçe Başkanları ile teşkilat yöneticilerine dair birçok eleştirilerimiz olmuştur, olacaktırda! Lakin; bugün birilerinin hedefinde AK Parti değil, aksine Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan vardır. Omuz omuza bir ömür yürüdüğümüz dostlarımızın tabiri ile "gençliğimizi uğruna harcadığıımız" kutlu lider Recep Tayyip Erdoğan'ı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bir avuç çapulcuya teslim edecek değiliz! Bugün mesele Recep Tayyip Erdoğan değil, Türkiye'dir. Bugün lideri oldukları siyasi partilerde bile tam bir yönetim ve liderlik istikrarı sağlayamayanların, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yönetebilecek kabileyette olabileceklerini elbette düşünmüyoruz. Yine bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tersanelerinde, fabrikalarında, tesislerinde üretilen yerli ve milli teknolojilerin yarın ekonomimize katacağı değerleri doğru okumalıyız. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yüzyıl öncesinin yalnızlığına terk etmemeliyiz! Sözde sokak eylemi yapan birkaç çapulcunun karşısına, karşı eylem ile dikilmek elbette kolay. Lakin, bugün sokakta olma günü değil. Bugün işimizin başında olma günü. Bugün, ben dahil hepimizin bir biri ile olan kavgasını bir kenara itme ve memleket için omuz omuza çalışma günü. "Türkiye'ye neden Suriyelileri getirdiler" diyenlerin yarın Türkiye'nin benzer bir durum ile karşı karşıya kalması halinde gidebilecekleri bir ülke var mıdır? İşte bu zor soruyu herkesin kendine en az bir defa sorması şart!   Çok uzun cümleler içerisinde çok fazla hususu dile getirebiliriz. Lakin, bugün net bir dille eylem yapma günüdür. Biz, Müslüman çoğunluğun eylemi işidir. İşimiz, gücümüzdür. Üretmek ve daha fazla üretmek zorundayız. Bugün delirmişçesine yabancı devletlerin parasını almak yerine, bunları iç piyasada üretime yatırmanın formüllerini bulmak zorundayız. Biz, hep birlikte Türkiye'yiz. Bugünden tezi yok, hemen hepimiz bulunduğumuz siyasi farklılıkları bir kenara bırakarak ortak akıl ve sabır ile hareket etmek zorundayız. 1960 olayları, 1980 olayları, 1990 olayları ve 2000'li yılların başları unutulmamalıdır. Türkiye'nin hedef olduğunu kabul ederek hedefte her birimizin olduğunu anlamak zorundayız. Son 20 yılı değil, son yüz yılı düşünerek hareket etmeliyiz. Ve gelecek yüzyılı riske etmemeliyiz!   Türkiye'nin herhangi bir şekilde zamanından önce seçime gitmesi doğru değildir. Ve asla kabul edilemez! Birilerinin turuncu veya pembe demokrasi oyunlarını yıllar önce hangi ülkelerde oynadıklarını ve o ülke insanların ödedikleri acı bedelleri hatırlayın! Türkiye, demokrasinin kalbidir. Oturduğunuz yerden ahkam kesmek yerine esnaf iseniz Esnaf Odalarına, iş adamı veya kadını iseniz Ticaret ve Sanayi Odalarına gidin. Göreceksiniz ki; oralarda sizler için kafa patlatan, işini, ailesini, sağlığını bir kenara bırakmış Türkiye için çalışan insanlar var. Unutmayın, Türkiye bir kabile veya sömürge devleti değildir. Birileri istedi diye biz pes etmeyiz. Ve Türkiye olarak biz istersek, istediğimizi mutlaka alırız. Bedeli ne olursa olsun alırız... Türkiye oyun kurmaz! Türkiye kuracaksa sirk kurar ve birilerini orada ayı misali oynatır!   Her daim dediğim gibi benim için Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden daha kutsal bir varlık yoktur! Bir Müslüman olarak devletimin ve devletimin lideri Sayın Cumburbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın dimdik ve omuz omuza yanındayım. Bugün hepimizin dimdik bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti'nin ve lideri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında durma günüdür. Bugün bir sınav günüdür. Ve bu sınavı kaybetmek gibi bir lüksümüz olamaz!   Elbette bizlerde çok kırıldık. Elbette bizlerde çok yara aldık. Ancak bugün vurulmak istenilen darbe, başımızı hedef almaktadır. Başımız düşer ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ve Yüce Bayrağımız Türk Bayrağı'nı ne veririz, ne indiriz, ne düşürürüz.   Unutmayın; Türkiye, Türkiye'den ibaret değildir... Bizi bizden fazla bilin. Bizi bilinki, atalarınızın zelil durumuna düşmeyin! Türkiye demek İslam demektir. Bugün Türkiye düşerse, yarın İslam sancağı düşer. Bu bilinç ile daha fazla sabır ve sağ duyu ile hep birlikte omuz omuza hareket edelim. Vatandaşın sağ duyusunu siyasiler olarak sizlerde takının!   Ve halk olarak bu Cuma namazından itibaren her vakit namazı yeniden omuz omuza kılalım. Omuz omuza safları sık tutarak birlik olalım ki, şeytan aramıza nifak tohumları ekemesin. Dualarımız devlet için, ömrümüz devlet için, evlatlarımız ve mallarımız devlet için, canımız hasılı devlet için diyerek hepimizi Allah'a emanet ediyorum.
Ekleme Tarihi: 24 Kasım 2021 - Çarşamba

Omuz omuza Türkiye

Gazeteciliğin en önemli zorluğu, haber veya yazılarınızda ifade ettiklerinizin haberin yapıldığı veya yazının yazıldığı dönemde net bir biçimde anlaşılamıyor olmasıdır. O dönemlerde tek hedef sizsinizdir. Lakin gazeteci demek, ülkesi ve milleti için gözünü kırpmadan en ön safta mücadele etmek demektir. Bugün bize düşen görevde, en ön safta Türkiye'ye gelen kurşunlara hedef olmaktır. Velev ki, birilerinin hedefi Türkiye'dir. Hedef Türkiye ise, kalkan biziz demektir.

 

İleri görüşlü bir gazeteci olarak dün olduğu gibi bugünde net bir tavır ile Türkiye'nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında dimdik durmamız gerektiğini ifade etmem zorunluğu ortaya çıktı. Türkiye'yi Ankara'nın belli kısımında başlatılan sınırlı süreli sokak eylemleri ve yine bir kesimin sosyal medya paylaşımları ile dize getirebileceğini zannedenler, ciddi bir yanılgı içerisindeler. Elbette Cumhurhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti'nin içerisindeki mental yorgunluğu ve değişim gerçekleğini daha önce defalarca dile getirdiğine tüm Dünya ile birlikte hepimiz şahidiz. Peki, Sayın Erdoğan bu kadar net konuştuğu halde neden onlarca yıldır siyasette var olan ve iktidar olamayan partiler kendi yorgunluk, acziyet ve yanlışlarını bu kadar cesurca kabullenemedi, ifade etmedi?

 

Kabul etmeliyiz ki, bugün birilerinin sosyal medya üzerinden "erken seçim değil hemen seçim" sloganları atması ne Türkiye'nin faydasına nede Aziz Milletimizin yararınadır. Türkiye'yi ancak ve ancak omuz omuza duracak bizler ayakta tutabiliriz. Ve yine bir "Kurtuluş Savaşı" ile karşı karşıyayız. Sayın Erdoğan'ın "Ekonomik Kurtuluş Savaşı" sloganıyla kendince dalga geçen ve yine siyasette kendi kıt akıllarınca karanlık bir çığır açmak isteyenlerin hadsiz söylemleri ile Kurtuluş Savaşı şehitlerimizin ve gazilerinin aziz hatıralarını farkında olmadan nasıl çiğnediklerinide bu satırlardan hatırlatmak isterim. Bilindiği üzere Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni Yunan, İngiliz, Rus, Fransız ve işbirlikçi diğer devletlerin postallarının altında ezilmek istenen Anadolu'da kurmuştur. Ve bugün hedef gösterilen kişi yani Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Cumhurbaşkanı'dır. Bugün hedef Recep Tayyip Erdoğan ise, asıl hedef Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir.

 

Bir kısım siyasiler ile AK Parti'nin çeşitli kademelerinde bulunan kimlikler, makamlar, Belediye Başkanları, Milletvekilleri, İl ve İlçe Başkanları ile teşkilat yöneticilerine dair birçok eleştirilerimiz olmuştur, olacaktırda! Lakin; bugün birilerinin hedefinde AK Parti değil, aksine Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan vardır. Omuz omuza bir ömür yürüdüğümüz dostlarımızın tabiri ile "gençliğimizi uğruna harcadığıımız" kutlu lider Recep Tayyip Erdoğan'ı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bir avuç çapulcuya teslim edecek değiliz! Bugün mesele Recep Tayyip Erdoğan değil, Türkiye'dir. Bugün lideri oldukları siyasi partilerde bile tam bir yönetim ve liderlik istikrarı sağlayamayanların, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yönetebilecek kabileyette olabileceklerini elbette düşünmüyoruz. Yine bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tersanelerinde, fabrikalarında, tesislerinde üretilen yerli ve milli teknolojilerin yarın ekonomimize katacağı değerleri doğru okumalıyız. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yüzyıl öncesinin yalnızlığına terk etmemeliyiz! Sözde sokak eylemi yapan birkaç çapulcunun karşısına, karşı eylem ile dikilmek elbette kolay. Lakin, bugün sokakta olma günü değil. Bugün işimizin başında olma günü. Bugün, ben dahil hepimizin bir biri ile olan kavgasını bir kenara itme ve memleket için omuz omuza çalışma günü. "Türkiye'ye neden Suriyelileri getirdiler" diyenlerin yarın Türkiye'nin benzer bir durum ile karşı karşıya kalması halinde gidebilecekleri bir ülke var mıdır? İşte bu zor soruyu herkesin kendine en az bir defa sorması şart!

 

Çok uzun cümleler içerisinde çok fazla hususu dile getirebiliriz. Lakin, bugün net bir dille eylem yapma günüdür. Biz, Müslüman çoğunluğun eylemi işidir. İşimiz, gücümüzdür. Üretmek ve daha fazla üretmek zorundayız. Bugün delirmişçesine yabancı devletlerin parasını almak yerine, bunları iç piyasada üretime yatırmanın formüllerini bulmak zorundayız. Biz, hep birlikte Türkiye'yiz. Bugünden tezi yok, hemen hepimiz bulunduğumuz siyasi farklılıkları bir kenara bırakarak ortak akıl ve sabır ile hareket etmek zorundayız. 1960 olayları, 1980 olayları, 1990 olayları ve 2000'li yılların başları unutulmamalıdır. Türkiye'nin hedef olduğunu kabul ederek hedefte her birimizin olduğunu anlamak zorundayız. Son 20 yılı değil, son yüz yılı düşünerek hareket etmeliyiz. Ve gelecek yüzyılı riske etmemeliyiz!

 

Türkiye'nin herhangi bir şekilde zamanından önce seçime gitmesi doğru değildir. Ve asla kabul edilemez! Birilerinin turuncu veya pembe demokrasi oyunlarını yıllar önce hangi ülkelerde oynadıklarını ve o ülke insanların ödedikleri acı bedelleri hatırlayın! Türkiye, demokrasinin kalbidir. Oturduğunuz yerden ahkam kesmek yerine esnaf iseniz Esnaf Odalarına, iş adamı veya kadını iseniz Ticaret ve Sanayi Odalarına gidin. Göreceksiniz ki; oralarda sizler için kafa patlatan, işini, ailesini, sağlığını bir kenara bırakmış Türkiye için çalışan insanlar var. Unutmayın, Türkiye bir kabile veya sömürge devleti değildir. Birileri istedi diye biz pes etmeyiz. Ve Türkiye olarak biz istersek, istediğimizi mutlaka alırız. Bedeli ne olursa olsun alırız... Türkiye oyun kurmaz! Türkiye kuracaksa sirk kurar ve birilerini orada ayı misali oynatır!

 

Her daim dediğim gibi benim için Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden daha kutsal bir varlık yoktur! Bir Müslüman olarak devletimin ve devletimin lideri Sayın Cumburbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın dimdik ve omuz omuza yanındayım. Bugün hepimizin dimdik bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti'nin ve lideri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında durma günüdür. Bugün bir sınav günüdür. Ve bu sınavı kaybetmek gibi bir lüksümüz olamaz!

 

Elbette bizlerde çok kırıldık. Elbette bizlerde çok yara aldık. Ancak bugün vurulmak istenilen darbe, başımızı hedef almaktadır. Başımız düşer ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ve Yüce Bayrağımız Türk Bayrağı'nı ne veririz, ne indiriz, ne düşürürüz.

 

Unutmayın; Türkiye, Türkiye'den ibaret değildir... Bizi bizden fazla bilin. Bizi bilinki, atalarınızın zelil durumuna düşmeyin! Türkiye demek İslam demektir. Bugün Türkiye düşerse, yarın İslam sancağı düşer. Bu bilinç ile daha fazla sabır ve sağ duyu ile hep birlikte omuz omuza hareket edelim. Vatandaşın sağ duyusunu siyasiler olarak sizlerde takının!

 

Ve halk olarak bu Cuma namazından itibaren her vakit namazı yeniden omuz omuza kılalım. Omuz omuza safları sık tutarak birlik olalım ki, şeytan aramıza nifak tohumları ekemesin. Dualarımız devlet için, ömrümüz devlet için, evlatlarımız ve mallarımız devlet için, canımız hasılı devlet için diyerek hepimizi Allah'a emanet ediyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetehalk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Ponçik
(24.11.2021 22:05 - #157)
Güzel bir yazı lakin islam sancağı 100 sene önce indirildi hangi sancak düşecek yeniden kaldırma çabasindayız sadece
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetehalk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ponçik
(24.11.2021 22:05 - #158)
Güzel bir yazı lakin islam sancağı 100 sene önce indirildi hangi sancak düşecek yeniden kaldırma çabasindayız sadece
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetehalk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.